Ben İstanbul'u Tersinden Sevdim

   Ben İstanbul'u tersinden sevdim...
   O karmaşasının içindeki sessizliği, büyüklüğünün altına gizlediği çocuğu görebildiğim için kopamadım bir türlü. Kalabalığın içinde görebildiğim parlayan bir çift göz anlattı bu şehrin hikayesini...
   Yorgunluk?
   Elbette yorucu ama o bu haliyle cezbetti beni. Koşturmacası, dönüşü olmayan gidişleri, heyecanlı gelişleri ile keyiflendi her geçen gün.
   Pek çok şairin misafiri oldu. Duygularının resmi ya da kimi zaman.... 
   Yorulmak istemezsen yormuyor. Keyfini çıkarmaya karar verdiysen, istediğin yerden güneşi doğuruyor sana. Bazen kayboluyor, donuklaşıyor o resim ama ne yapıp edip yeniden canlanıyor. Seni kaosunun içine çekmekten de çekinmiyor. Sıkıntılarını en güçlü şekliyle bedenine yüklemeyi de ihmal etmiyor kimi zaman. Ama yine de bırakmıyor, sarıyor dört bir yanını. Bir kapanış yaptığında korkmuyorsun artık. Çünkü biliyorsun yüzünü doğru yöne çevirdiğinde açılışların olacağını.
  Sanırım sen onun hangi yüzünü görmek istersen sana onu yaşatıyor. Birlikte savaşmayı göze aldıysan, mutlaka bir armağan sunuyor. 
 "Korkma! Seni de sürüklemeyeceğim. Aksine birlikte olmayı öğreneceğiz." diyor sessizce. Bir bütün olmayı öğretiyor sanki usulca... Tek taraflı bakmamayı ve parçaları birleştirebilmeyi tüm detaylarıyla gösteriyor. Bu şekilde yaşamın her yönünü keşfettiğinde, yaşanabilecek ne çok senaryo olduğunu fark edip keyiflenmeye başlıyorsun.
  Her adımda yeni hikayeler yazılıyor, yeni filmler çekiliyor. Sahneler ne kadar hızlı akarsa aksın istersen seni hemen içine alıyor. Istediklerini sunuyor eğer açıksa gözlerin. Arada boşluklar da bırakıyor elbet. Kaderini, yol ayrımını görebilesin diye.
  Yazdığı her hikaye mutlu son ile bitmiyor tabi ki. En güzel hikayem dedirtiyor ama acaba ile başlayan soruları da söndürüyor bazen içindeki alevi. İyiyi sunduğunda arkasında kötüyü tanıtmakta gecikmesede böylece ayakta kalmayı öğrendiğini görüyorsun. Böyle böyle hikayeni henüz bulamadıysan, buldurana kadar pes etmiyor. 
  Sana sunabileceği en değerli hediyesini bulduğunda, kıymetini çok iyi bil istiyor. Bu armağanları harcamamayı öğrendiğinde kapılarını açıp en güzel hikayen olacağını fısıldıyor. 
  Belki de bu gece sana bu armağanı sunduğunda o hissettiğin hikayenin tadını çıkar diyordu....

  İşte bu sebeplerle ben İstanbul'u hep tersinden sevdim....

Yorumlar

Popüler Yayınlar