Teşekkürler
Paslanmış demir raylar üzerinde yol alırken, bir an
geliyor ve sanki bütün paslar yok olmuş gibi o raylar parıldamaya başlıyor.
Yaşanmışlıklar, yaşananlar, yaşanacaklar silsilesi dolaşıyor zihnimin içinde. ‘’Bu
tam da benim aradığım fırsat olmalı.’’ diyorum
içimden. Bütün karamsarlığım paslarla beraber yok olurken, engel olamadığım bir
tebessüm yerleşiyor yüzüme. Yakışıyormuş diye hissediyorum, bir de seviyorum
böyle gülümseyebilmeyi.
Sanki biri
gerçekten de tüm pasları teker teker yok etmeye yemin etmiş gibi. Şaşkınlıkla
izliyorum ama sanki bir de acelesi varmış gibi davranıyor. Hemen bütün her yer
aydınlansın diye bir çabası var gibi. Yaşamın ilerlemişliği arttıkça böyle
oluyor herhalde diye düşünüyorum.
Hani bir
yerden ayrılma vaktin yaklaştıkça, kalan son dakikaları daha hissederek
yaşamaya çalışırsın ya aynı öyle bir çaba. Bir yandan o son dakikalar çok
kıymetli, diğer yandan kalkıp gideceğini bildiğin için değersiz. İkilemler arasında
ne yapacağını bilmeden sıkışıp kalma durumları başlıyor tabi bu durumun
sonunda. Sorgulamalar, yetememezlik duyguları, hiçbir şeyin yolunda gitmediği
isyanları bastıramama güçsüzlüğü yaşanmaya başlıyor. Birinin başının dik
durması gerekiyor ve o da her şeyi düşünmeye başlıyor.
Çözüm
üretmek kimsenin işine gelmiyor. Yaşam bencilliklerle dolu. Ama sencilde olunamıyor onu da tattık.Bir
yerden sonra aynı cümleler tekrar tekrar kuruluyor. Cesaret diyor içinden bir
ses, biraz cesaret…
Geleceği
kurmaya çabalarken, şimdiyi hep yok ediyor. Beş sene sonra, on sene sonra….
Yaşamda gösterdiğin cesaret ne ki, karşındakinden senden daha büyük cümleler
kurmasını isteyebiliyorsun?
Sorular da
silmez hiçbir anıyı. Anılar da silmez hiçbir acıyı…
Kırgınlıkları,
kızgınlıkları, öfkeleri kenara bırakıp sadece TEŞEKKÜR ETMEYİ denediniz mi?
O halde tüm içtenliğimle şunu söylemek isterim ;
Bana kim olabileceğimi yeniden öğreten bütün anılarıma gerçekten çok teşekkür ederim...
Yorumlar
Yorum Gönder