DEĞİŞİM ŞART MI?
Hayatın içinde kaybolduğunda farklı bir bakış açısı her zaman işe yarar. Önemli olan tek nokta zihninin tüm kanallarını açık tutabilmek. Bazen neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilsek de tek bir adım bile atmak istemiyoruz. Harekete geçmek zor. Harekete geçmek için harcanacak enerji de kolay biriktirilmiyor. Ama ne zaman ufacık bir taşı yerinden oynatsak bütün dengeleri alt üst edebiliyoruz. Olumsuz bozulmalar olmuyor her zaman. Bizi rahatsız eden bir dikeni çekip aldığımızda da tüm düzen bozulabiliyor ama bu sefer huzur doluyoruz. Bunları yapmak bu kadar basitken harekete geçmek neden bu kadar zor bilemiyorum.
Olumlu çabalar için enerji
harcamak yerine sadece farklı hayatlar üzerinde yorum yapmayı iş edinmiş
insanlar da var. Kendi başına gelse ne yapacağını unutarak yorum yapılan
olaylar kocaman bir karmaşa yaratıyor zihnimde. Bunlardan uzak, bu düşüncelerden
koparak hareket etmek de yoğun bir çaba gerektiriyor. Duy ama duyma, gör ama
görme, oku ama aldırış etme… Hissizlik yaratıyor algısına kapılıyorum ama her
şeye fazla aldırış etmekte insanı köreltiyor. Duygularını daha çok zedeliyor.
İçinde olabildiğimiz kadar hayata dâhil olabiliyoruz. Fazlasını zorlamak
canımızı yakıyor. Hırslarından uzaklaşmak değil ki bu. Gereksiz çaba harcayarak
sahip olduğumuz diğer enerjileri de süpürüp gitmesine sebep oluyor sadece. Kendi
içinde yarattığın dünya o kadar huzurlu ve güzelken başkalarının onu bu denli
kirletmesine izin vermek de neyin nesi? Aslında belki de önemli olan gerektiği
yerde gerektiği kadar hayatın içine girmek. Bazen dışarıda kalmak çok daha
eğlenceli. Zaten yeterince kalabalık içerisi. Bizde kendi keyfimize bakarız… Kendi
ile baş başa kaldığında huzur buluyorsan gerisi hikâye.
Ne yazık ki hayallerine ulaşmak
ya da gerçekten yaşamak istediğin hayatı yaşayabilmek için bazen bambaşka
rollere bürünmek gerekiyor. Bu yaşananların özümüzü değiştirdiğini düşünüyoruz.
Belki özümüzün de biraz değişmeye ihtiyacı vardır neden bunu düşünmüyoruz ki?
Çok yönlülük iyi gelebilir. Farklı bakış açıları yakalayıp yepyeni öyküler
yaratabiliriz. Kendimize biraz yeni şekiller katar, istediğimiz özellikleri istediğimiz
kadar kendi içimize çekeriz. Hayatın akışı içinde sürekli şekillenerek yolumuza
devam ederiz. Ne sabit kalmış ki yaşamda biz sabit kalalım? Değişime
kollarımızı açıp kendi yönlendirmelerimizle dâhil edelim içimize. Belki
aradığımız ilaç budur. Kim bilir?
Yorumlar
Yorum Gönder