KÖTÜ RUHLAR

   Kötülüğün ahlaksızlığa yerini bıraktığı dünyanın kapıları açılıyor yavaş yavaş. Açılan kapıdan tek tek içeriye önce duman gibi ruhları sonra yavaş yavaş bedenleri süzülüp somutluğa bürünüyor. Samimiyetin yapmacıkla bulandığı, rolden gülümsemelerle oluşan acayip bir tür belirdi adeta. Ayırt etmekte zorlandığınız, belki kendinizce biraz şans vermeyi denediğiniz bu ruhlar, verdiğiniz her şansı siyaha bulayıp size geri postalalarlar. Neye uğradığınızı anlamazsınız… Bir savaş filminin içinde gibi hissedersiniz kendinizi. Ne gerçek ne de tamamen kurgusal. Bilinçaltınız ve bilinçüstünüzün bildiği, hissettiği, duyduğu her bir tanecik tek tek birikerek anlamsız bir kütleye dönüşür zamanla. Hazımsızlık kasvetiyle bulandığında, karşınızda en tehlikeli tür belirir. Kompleksli kötü ruhlar…  Bu ruhlar kendi hayatlarında üç kelimelik yaşantılarıyla oluşturdukları senaryoların çeşitli varyasyonları olarak sürekli karşımıza çıkarlar. Kendi özgün cümleleriyle yaşadıklarını zannederken, iç benliklerindeki suflörlerinin etkisi altında adeta birer kukla misali hareket ederler. Siz bu kuklaların ne ipinden tutabilirsiniz ne de sapından. Gel gelelim çok enteresan bir şekilde hayatınıza nasıl oluyorsa müdahil olmayı başarabiliyorlar. Zihniyeti beş para etmeyecek, algıları olmayan, sabit fikirleri içinde yaşayan bu hastalıklı ruhlardan nasıl arınmak gerekir bilmiyorum. Keşke etrafımızda hiç belirmemiş olsalardı ama ne mümkün… 

   

   Gözlerinde fark etmediğinizi sandıkları alevler eşliğinde size tatlı gülümsemeleriyle geldiklerinde bir an kendinizden bile şüphelenebilirsiniz. Neden mi? Çünkü siz hep şans vermek istersiniz. Belki de karşınıza çıkan bu varyasyonunda sizinle bir şekilde , en azından usulünce iletişime geçebileceğine inanmak istersiniz. Belki de onlara göre biz kötüyüzdür… Kim bilir…. Ama ileride bir gün tek tek detaylarıyla aktarabilmek tüm kötüleri en büyük dileğim oldu. İyilik yaptığı ama karşılık bulamadığı düşüncesi ile karşınıza nereden geldiğine anlam dahi veremediğiniz cesaretle çıktıklarında nutkunuz tutulmasın.  Pozitif ayağında ne negatifler dolandı ayağımıza… Siz sesinizi çıkarmazsınız, çıkarsanız da doğruları konuşursunuz ve bu nedenle asla sevilmezsiniz. Hatta size ‘’ Sizin yüzünüzden acı çekemem. ‘’ bile diyebilirler. Ne komik değil mi? Siz onların ruhuna temas edip biraz olsun doğruyu gösterebilmişsiniz ama bu onlara yalnızca acı vermiş… Daha da acı vereceği zamanlar gelecek.

Biz şimdilik sadece sustuk ve dinledik,

Gördük ve hissettik,

Duyduk ve izledik….

Yapmacıkla karışmış samimiyetsiz ruhları.... Sınırlı zihniyetleriyle harika işler yaratmaya çabalayan ruhları… Ahlaktan yoksunları…

Belki de bugünlerin gerçekten yarınları vardır… Kim bilir….