Minik Bir Yolculuk
Bir yolculuk yapıyoruz hayatta. Ve ben yolculukları hep
sevmişimdir. Güzel hikayeler çıkarmıştır hep bana. Seviyorum insanları
seyretmeyi, gözlemlemeyi, onlara hikayeler yazmayı , yeni yollar çizmeyi. Sanıyorum bir gün birisi de bana böyle bir oyun oynadı.
Düşünüyorum da ne garipti, kaderdi belki de kim bilir. Birisi de benim yolumu
çizmek üzereydi. Hayallerim vardır hep benim. İlk kez hayatımda ne düşlediysem
gerçek oluyordu. Hani olumlu düşünme olayları falan. İnanacağim nerdeyse, ya da
inanacaktım. Tanrım mutluluk ne de kolay kazanılabilen bir şeymiş meğersem. Ama
tabi fark etmek gerekirdi kolay kazanılan her şeyde oldugu gibi dağılmasının da
kolay olabileceğini. Çok güldük , çok ağlayacagız diye bir kalıp belirlemişiz
bir kere kafamızda. Git geller olur elbette, gülmekten artık yüzünüzdeki tüm
kaslar kasılmışsa biraz da yaşlar aksın ki gözlerinizden dinlendirip yüzünüzü
,al al yapsın yanaklarınızı. Acıdan değil sadece öyle bir içinizi yıkamak için,
yeni mutluluklara yol açabilmek için sadece. Ağlamak bile değil hani öyle
süzülen bir- iki damla gözyaşi sadece.
Hissedip de söylenilmeye çekinilen duygular var. Duymayı
deli gibi arzulayıp ama bir yandan da korktugunuz cümleler. Ne kolay harcıyoruz
her şeyi.’’ Nasılsın?’’ demeyi ne kadar kolay unutuyoruz. Hep bir telaş hep bir
bilinmezlik. Çıkmazlara sokmalar kendimizi. Hani düşünmekten başı ağrır ya
bazen insanın öyle bir durum belki de . Boş beleş bekliyoruz sadece. Kim için,
ne için, neden , nasıl??? Hep sorular , hep sorular…
Cevapları bakışlardan
alırdık ya hani bazen. Nasıl keyifli bir histir o. Anlamak karşıdakini,
konuşmaya bile gerek duymadan verebilmek soruların cevaplarını. Sığınmak belki
de bu. Hani bir liman arar ya bazen insan, dalgalardan kaçarken belki de
fırtınalardan. İnanılmaz bir güven duygusuyla sarar insanı, sıcaklığıyla
unutursun bütün dertleri. Zaman durur bazen, yada yanındayken her zaman. Sanki
hayat bir yerlerde akıyor ama ne önemi var ki , önemli olan yalnızca şu an. Ya
da öyleydi, ya da öyle oldugunu sandık.
Rüyaların gerçek olmasını istiyoruz
kimi zaman. Öyle bir an geliyorki rüya gibi bir gerçek karşında duran. Ama illa
ki biri gelip uyandırıyor seni. Resmen sarsıp uyanmanı istiyor sanki.
İnatlaşıyorsun, uyanmak istemiyorsun, çıkmak istemiyorsun o rüyadan. Hiçbir anlam
verememeye başlıyorsun birden. Kabusa mı dönüşüyor bilmem ama boş bir kuyu gibi
resmen. İçi hiçbir şekilde dolduralamayan. Ah keşke hiç uyanmasaydım, yada
uyuyacak kadar sakin kalmasaydım.
Mutluluktan uyuşmuş bir beyin kadar güzel bir şey yokmuş ama en azından bunu
öğrendim. Yeniden uyumaya hazır olunur mu bilmem ama insan bazen o kadar
zorlanıyor ki uyumak için…..
Yorumlar
Yorum Gönder